Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim. locked ne demek Lock of hair: i. Kakül, saç buklesi.
Locker: i. Malzeme dolabı, kilitli dolap, kilitleyen kimse. locked ne demek Locket: i. Madalyon.
If you put the brakes on locked ne demek too hard, the wheels will lock. İngilizce bir kelime olan "lock" Türkçe'de;. 20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği.
Pazı Saplarından Ne Yapılır
A pop and lock routine. Locked oscillator detector: kilitli osilatörlü detektör. 1999-2023 Sesli Sözlük. Lock in: üzerine kapıyı locked ne demek kilitlemek, içeri kilitlemek. We locked arms and stepped out into the night.
Lock nut: kilitleme somunu. Locker room: i. Soyunma odası. locked ne demek O, kapıyı kilitlemeyi unuttu. - He forgot to lock the door.
locked ne demek Lock away: kilitleyip kaldırmak. Lock gate: kanal havuzu kapağı. Fiil olarak kullanıldığında; "kilitlemek, birbirine geçirmek, durdurmak, bloke etmek, kanal havuzuna sokmak, bağlamak (para), birbirine geçmek, takılmak",. Give me the key, said my mother; and though the lock was very stiff, she had turned it and thrown back the lid in a twinkling.
Betonbet Bahis Seçenekleri
locked: s. Kilitli, birbirine geçmiş, kenetlenmiş, sıkışmış. Bu kapıyı kilitlemek zorundayım. - I have to lock this door. Depoyu kilitlemeyi unuttum. - I forgot to lock the storeroom.
The locked-in syndrome is a medical condition in which, though both locked ne demek level and content of consciousness may be fairly normal, the patient is so severely paralyzed it may appear on superficial examination that he or she has diminished consciousness. 1999-2023 Sesli Sözlük. Mary'nin saçının her buklesi yerindeydi. - Every lock of Mary's hair was in place.
Tom daima kilitlenmeli. - Tom should be locked up forever. Evdeki her kapı kilitlidir. - Every locked ne demek door in the house is locked. Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün.
Selçuklu Spor Tv
This door locks with a key. Here the canal came to a check, ending abruptly with a large lock. Evden locked ne demek ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün. Lock stitch: i. Mekik dikişi.
Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim. - Really? I had locked it up before locked ne demek I went out. Tom kapıyı kilitli buldu. - Tom found the door locked.
20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda locked ne demek dinleme seçeneği. Lock washer: tirtirli pul.
Veybo
Tom kapıyı kilitli buldu. - Tom found the door locked. Lock chamber: oda kilidi. locked ne demek Lock out: içeri sokmamak, dışarıda bırakmak, lokavt yapmak, toplu olarak işten çıkarmak.
Lock up: kilitlemek, kilit altında saklamak, hapsetmek, bloke etmek, locked ne demek bağlamak (para). Lockbox: kilitli kutu. Evden ayrılmadan önce kapının kilitli olduğunu görün.
Lockage: i. Kanal locked ne demek havuzundan geçme. Gerçekten mi? Ben gitmeden önce onu kilitlemiştim. - Really? I had locked it up before I went out. Kapıyı kilitlemek istedim ama anahtarı kaybettim. - I wanted to lock the door, but I'd lost the key.
Yorumlar
Odana gitmeni ve kapıyı kilitlenmeni istiyorum. - I want you to go to your room locked ne demek and lock the door. İsim olarak kullanıldığında; "kilit, boyunduruk, kanal havuzu, bukle, lüle, kıvırcık sakal" anlamına gelmektedir.
Lock locked ne demek on: hedefe kilitlenmek, takılmak, üstüne düşmek, radarla takip etmek. Lock frame: kilit sasisi. Lock bolt: kilit sürgüsü. Brian thinks she's a lock to get a scholarship somewhere. Even though he had not yet done so, Jack felt he had a lock on the game.
Laroxyl 10 Mg Ne Işe Yarar
Tom locked ne demek kapıyı kapattı ve kilitledi. - Tom shut the door and locked it. The application must first acquire a lock on a file or a portion of a file before reading data and modifying it. Tom arabasındaki anahtarları kilitledi. - Tom locked his keys in his car.
Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim. - I locked the door, in case someone tried to get in.